istisnasiz herkesin bahsedilmesinden ve bahsetmekten hoslandigi tek sey. hakkinda bir seyler duydugunda gercekten dinledigi ve ilgilendigi birinci tekil sahis. her seyin basladigi yer, her kararin kendisiyle alakali olarak alindigi konu. gizli gizli tapilan ozne. etrafinda varolmayan seyleri yarattigini ve o olmasaydi hicbir seyin varolamayacagini iddia eden narsist.
insan derisinin rengini veren melanin maddesi pigmentlerinin değişiminden oluşan, bulundukları yere göre kişiye sevimlilik hatta seksilik katan şekilcikler. (bkz: cindy crawford)
kişi zamirlerinin en bencilidir. egonun tavan yaptığı adrestir. aynı zamanda yanlızlıktır. ayrıca kazım koyuncu'nun güzide şarkılarındandır. sözleri insanı mahveder;
baba ben yıkıcıyım ama
kendini bilmez değilim
yaşamak istiyorum sadece
kendi savaşlarım uğrunda
ben sadece ben olmak istiyorum
ışık hızıyla geçen zamanı
yaşamak belkide çok zor
korkuyorum ben geçmişten
korkuyorum gelecekten
kurbanın insanlar adlı albümünde bulunan, çok güzel sözlere sahip bir şarkıdır.
sözleri ise:
bu yüzün arkasında
saklıdır başka bir ben
doğruyu söylemeyen
herşeyden bıkmış bir ben
artık gülmüyorsam bir nedeni vardır
artık sevmiyorsam bir nedeni vardır
artık duymuyorsam ne beklersinki benden
çek git kurtul vaktin varken
çek git kurtul benden
bu yüzün arkasında
saklıdır başka bir ben
derdini söylemeyen
kendini boğmuş bir ben
artık gülmüyorsam bir nedeni vardır
artık sevmiyorsam bir nedeni vardır
artık duymuyorsam ne beklersinki benden
çek git kurtul vaktin varken
çek git kurtul benden
sözlerle yıpratılmış
ağlarken gülen bir ben
sesizce aldatılmış
zavallı ezik bir ben
benden uzakta doğmuş
beni besleyen bir ben
yokluğumdan usanmış
beni özleyen bir ben
bazen başkası olmuş
ölüp dirilmiş bir ben
herkesi dostu bilen
herkesten kopuk bir ben
her insanın hesapsızca savunduğu, en kendinden nefret ettiği anında bile kucakladığı, asla ondan kaçamadığıdır. kişi "ben"ini yeterli ölçüde sahiplenirse çevresi ve kendisi ile iyi ilişkiler kurabilir. gereğinden fazla ben düşkünlüğü kişiyi çekilmez bir yalnızlığı, umutsuz bir kendine aşka sürükler. bir aşk ilişkisinde iki taraf da kendilerini belirli derecelerde korumalıdır. çünkü iki kişi birer birey olduklarını unutursa, ortaya zorlama bir bütünlük çıkabilir. tarafların bu şekilde ben olmayı kaybetmeleri onlara kendilerini unutturabilir.
alpay erdem'in günlük yaşamda karşılaştığı tuhaf şeyleri kaleme aldığı köşesi. okuduğunuz zaman sürekli ''aa ben de'' tepkisini verirsiniz. bahsettiği şeyler öyle önemli konular dğeildir, hayattaki minicik ayrıntılardır ama okurken çok keyif alırsınız. anlattığı olaylardan baızları aklınızda kalır ve her yaşayışınızda gülümsersiniz.
bir yazısında elinde bilgisayar kasasıyla dolaşan 20'li yaşlarındaki gençlerden bahsetmişti. hala ne zaman elinde bilgisayar kasasıyla birini görsem alpay erdem'in o yazısını anımsarım. erdem'e göre o gördüğümüz çocuklar aslında tek kişiymiş. bilgisayar kasasını eline alıp tüm türkiye'yi dolaşıyormuş. *
alpay erdem in şu sıralar ele geçirmek istediğim penguen deki kenarı. * .
öyle içtendir ki "aaa bu bana da olmuştu" dan ötedir yazıları.
hatta penguenin 15 şubat 2007 sayısında yazısını "ben özlemimin bisikletini kullanıyorum, yolda bazen sizleri görüyorum. beni tanıdığınızı anlıyorum. böyle kıpır kıpır bi haliniz var konuşmak istiyosunuz ama çekiniyosunuz. bence çok yanlış bişey yapıyosunuz. hayır en sonunda ben gelip konuşucam sizinle o olucak." diyerek bitirmiş kendisini gördüğüm anda konuşmaya azmettirmiştir.
hülasa takip edilesi bi köşedir, severek, beğenerek, ailecenek takip ediyoruz.
aynaya baktigimda gördüğüm, gözümü kapadığımda duyduğum, hiç konuşmadığım zamanlarda hissettiğim, uyurken gördüğüm, görürken görmezlikden geldiğim, bazen tanıdığım bazen tanımadığım, bazen id, bazen ego, bazen süper ego olan, bazen bedenini taşıdığım bazende ruhunu taşıdığım adam.
vücudumuzda hangi sebeple çıktığı bilinmeyen lakin yarin yanağında pek bir güzel duran siyah nokta.
ve diyarımızın yanağına konup vampirciğin albenisini arttıran hoş gelesi güzel kardeş.
arapçası ene olan türkçe sözcüktür. enaniyet yani benlik ene kökünden gelmektedir. insanların mutluluğa erişebilmesi için ''ben'' i unutmaları ve ''biz'' olmaları gerekir.
necip fazıl' ın "ben" şiirini, "ben" sözcüğünü görüpte yazmamak olmaz:
ben
ben, kimsesiz seyyahı, mechuller caddesinin;
ben, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin.
ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.
ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.
ben kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.
ben başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.
ben, allah diyenlerin boyunlarında vebal;
ben bugüküne mazi, yarınkine istikbal.
ben, ben, ben, haritada deniz görmüş boğulmuş;
dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş.
hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum;
Ölü ve münker-nekir; baş dönmesi uçurum...
alpay erdemin penguende olanca içtenliğiyle ve duruluğuyla yazdığı köşesinin ismidir.yazıları o kadar olağandır ki mutlaka bunlara benzer şeyleri yaşamışsınızdır siz de..okurken suratınızada bir sırıtma hasıl olur kimi zaman.kimbilir belki de içinde bulunduğunuz karmakarışık bir olay alpay erdem tarafından hayli komik şekilde dile alınıyordur..sıradanlıktan çok uzak olan bu adamın yazılarını takip etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum..
diyardaki hesabınızın; aldığınız (+) ve (-) oylar, varsa müze eserleriniz, bugün ve dün girdiğiniz tanımlar, aldığınız ve verdiğiniz toplam oylar gibi ayrıntılarını görmek için tıklanılan* tuş.
bunun bir benzeri de ? yani kim tuşu. bu tuş da herhangi bir vampir hakkında yukarıdaki ayrıntılardan herhangi birini öğrenmek için tıklamanız gereken tuş oluyor..
*
lazer kılıçlı, force sensitive i yüksek diyarın güç kullanıcılarından biri.
ben kenobi gibi izdivzcına çekilmiş, şu sıralar vaktinin geldiğini düşünerek diyara geri dönmüş, bizi force bilgisinle aydınlatmak istemiştir.
tekrardan hoşgeldin, güç seninle olsun.
gecenin bir vaktiydi. breegadoon nöbetçi radyo yayınlarından birini yapıyordu. birden bir yarasa uçuverdi kendisine; birisi radyoya giriş yapamıyordu. elimden geleni yaptıktan sonra da olayı çözemeyince artık pes etmek üzereydim ki kediyekafaatmayaazmettirenfare koştu geldi imdadımıza ve olayı çözdü*. ve radyomuz o andan itibaren renkli bir sima kazanıverdi. kendisine ben diyordu, ben kenobi. iyi ki de uğraşmışız dedik..
gecenin altında bizi mutlandırdı ben, memnun oldum, memnun olduk. yüzümüzde gülümsemelere sebebiyet veren güzel hikâyeler dinledik kendisinden. tanıdık tanıştık...
müzik deyip durduk gece boyu. tecrübe ettik ki çok güzel parçalar saklarmış inzivaya çekildiği dünyasında, sevindirik olduk onları paylaştığında. bir geceye hayat veriverdik çaldığımız güzel şarkılarla.
işte böyle değişik bir güç giriverdi aramıza, çıkmaması dileğiyle.
yalnızlığına gömülmüş hayat makinası. güler aslında ama solgundur tebessümü. gitarını tıngırdattığında yeni besteler hazırlayabilecek kadar tamdır. su böreği ve domino's pizzayı sever. banyo deyince kendisi bana bir video izlettirir ve orada gülmekten banyoya girmeyi unutuveririm. film festivali biletlerini takip eder. sevgiden beklentileri vardır. geri döndüğü zaman yokuş da yol da kalmayacak dostum. belkide o tramvay hiç hareket etmiyordur? belkide taktığın deniz gözlüğünle seni alıp götürecek gerçek aşk seni bulunca. korkma, sabret ve kendini unutma. hayat tatsız da olsa sen müziğinle varolacaksın. savaş. tüm sevgin pahasına savaş. gül bakiiim? *
the dark side clouds everything zirvesi için, "ben de geliyorum" butonuna hayli geç basmış vampirdir. vallahi yer de vardı, yemek de vardı. yav insan zirveye geleceklerden bir iki kişinin telefonunu filan alır hiç olmadı... zirvenin son ayağına inşallah...
şu yeryüzünde tanıdığım ender insanlardan biri olur kendileri. yani az bulunan erdemli insanlardan. sohbetine doyum olmayan, kültürlü birisi. istiklalde yürürken arkanıza dönüp baktığınızda gördüğü serginin kapısından çağırıverir içeri.dayanamayıp girmiştir ve bakakalırsınız onun güzelliğine.ruhu güzel insandır ben. *)
benden sıyrıldıysanız bir şekilde çok aradığınızdır. duygularınızı, davranışlarınızı,hareketlerinizi kontrol edebilir hale gelmek olur çıkar tek isteğiniz. hayat zarları sizin için erken atmıştır ve siz zarları bu sefer hayat için atayım derken en kötüsü düşer talihinize. hayatla şaka olmayacağını anlarsınız. çok geç olunca elbette.
kendinizden vazgeçmiş ve sadece istediğiniz için savaşır olmuşsunuzdur. ama insan kendini ne kadar boşverse de canı yanar. kanar ve durmazsa, dindiremezse kanamasını ölüm koskaca bir duvar olarak yükselir önüne ve ölmemek tek gerçek olur hayallere ulaşmak için.
hayaller yasaklanmıştır halbuki. bir yerlere gömmek gerekir içinizde en zor bulacağınız. ama olmaz işte. kanamayı normal sanmaya alışmış olan "ben", saklar gibi yapar sadece, uzanıp alabileceği en yakın yere koyar onları. sırf onu acılarıyla yaşayabilmek için en azından.
ve anlar olur bir şeylere bağımlı olanları. tek bir anlık boşluk duygusu için herşeyi kabullenecek hale gelmiştir çünkü. ve ne kadar küçük düşerse düşsün, boşa olsa da attığı kulaçlar, sonunda boğulmak olsa da var olduğunu göstermeye değer hale gelir herşey. savaş boşverilir, teslim olunur bilinen sona. ne zaman geleceği beklenerek.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.